Salih Şen şöyle konuştu; İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları kesintisiz olarak 10 aydır devam etmektedir. Bu süreçte İsrail tarafından on binlerce sivil öldürülmüş, temel haklar ve özgürlüklerin neredeyse tamamı bilinçli ve ısrarlı bir şekilde ihlal edilmiştir. İsrail saldırılarının özellikle sivil halkı hedef aldığı gerçeği; hastanelere, okullara, çadır kamplarına ve sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırılarla açıkça görülmektedir. İnsanların en temel ihtiyaçlarının karşılandığı hastaneler, aşevleri, okullar ve ibadethanelere yönelik sistemli saldırılar, İsrail’in savaş hukukunu hiçe saydığını alenen göstermektedir. İsrail'in Gazze’ye yönelik kuşatma ve ambargosu insanlık dışı boyutlara ulaşmış ve 2 milyonun üzerinde sivil halkı doğrudan etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir.”
İSRAİL SAVAŞ KURALLARINI İHLAL ETMİŞTİR
Savaş ortamında dahi vazgeçilmeyecek pek çok temel hak İsrail tarafından Gazze saldırısı esnasında ihlal edildiğini sile getiren Salih Şen; “1949 tarihli Harp zamanında sivillerin korunmasına ilişkin Cenevre sözleşmesi ve 1984 tarihli BM işkenceye karşı sözleşmeye göre; Kişilere insani muamelede bulunma, kişilerin yaşam ve vücut bütünlüklerine yönelik saldırılardan kaçınma, işkence ve eziyet içeren faaliyetlere karışmama , insanın onuru ve güvenliğini koruma gibi garanti altına alınmış hakların tamamının İsrail eliyle ihlal edilmiş olması mutlak yaptırım gerektiren hususlardır.” dedi
SOYKIRIM SUÇU
Salih Şen ; “Uluslararası hukuk bakımından ele alındığında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları net bir biçimde “soykırım” suçu olmaktadır. 1948 tarihli BM soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesi ile Uluslararası belgelerde ve Roma Statüsünün 6. Maddesinde açıkça tanımlanan soykırım suçu İsrail’in eylemleriyle bire bir örtüşmektedir. Aynı zamanda İsrail , 1980 tarihli Konvansiyonel silahlar sözleşmesi ile belirtilen , kullanılması yasak olan kimyasal silahlarla Gazze’ye saldırmıştır. Savaşın etkilerinden azede tutulması gereken sivil halkın, savaşın hedefi konumuna getirilmiş olması açık bir soykırım suçunun varlığına delil teşkil etmektedir.”
İSRAİL’İN İNSANLIK DIŞI SALDIRISINA YÖNELİK SUÇ DUYURUSU”
İsrail’in insanlık dışı saldırısına yönelik olarak gerçekleşen suç duyurularına ilişkin dava açılmadığını belirten Salih Şen;
Uluslararası adalet Divanı’nın soykırım suçlarında kişilerin yanı sıra devletleri de yargılayabileceği gerçeğinden hareketle başvuruda bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti devletinin başvurusu ilgili mahkemece kabul edilmiş ve İsrail, Uluslararası Adalet Divanı nezdinde yargılanmaya başlamıştır. Burada dikkat çeken ve halkımız nezdinde de endişelere yol açan husus ise böyle bir girişimin Türkiye Cumhuriyeti devletinden beklenmesine rağmen gerçekleşmemiş olması ve hatta ilerleyen süreçte devam etmekte olan davaya müdahil olunacağına dair hükümet yetkililerince kamuoyu önünde verilen sözlere rağmen harekete geçirilmemesidir. Türkiye ile İsrail arasında önce varlığı inkar edilen, sonra kısıtlama kararı ile varlığı itiraf edilen ticari ilişkilerin boyutları bu endişeleri destekler mahiyettedir. Saadet Partili üyelerimizin bütün ülke genelinde İsrail’in insanlık dışı saldırılarına yönelik olarak adliyelerde gerçekleştirdikleri suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olması da bu noktada düşündürücüdür. Saadet Partililer olarak daha önce bulunduğumuz suç duyuruları ile ilgili olarak makul sürelerde işlem gerektirmeyen kamu görevlileri hakkında bugün görevi ihmalden suç duyurusunda bulunacağımızı da burada deklare ediyoruz.
GAZZE HALKININ YANINDAYIZ
Saadet partililer olarak Gazze halkının yanında olduklarını belirten Salih Şen;
“Gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda Gazze halkının yanında olduğumuzu her yönüyle ortaya koymaya devam edeceğiz. İnsanın sadece ve sadece insan olması sebebiyle doğuştan ve doğal olarak sahip olduğu bütün temel hak ve hürriyetlerin Gazze’deki her bir kardeşimizi de kapsadığını bütün dünyaya hatırlatmaya devam edeceğiz. Saadet Partisi olarak İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacağız ve her alanda takipçisi olacağımız bilinmelidir. Dedi
HABER: DİLRUBA DİĞDEM KARACAN
