Haşimato hastalığı durumunda vücut tiroid bezini yok etmek için çok miktarda anti-TPO antikoru ve anti-tiroglobulin antikoru üretir. Bu antikorlar tiroid bezine bağlanarak tirod hücrelerini harap eder. Bu arada tiroid bezine birçok iltihap hücresi birikir. İltihap sonucu tirod hücreleri tahrip olur ve tirod hormonu azalmaya başlar.
Tiroid bezinin küçülmesiyle ortaya hormon yetmezliği çıkar. İlk dönemde hastada ufak bir guatr ve kanda anti-TPO antikor yüksekliği varken TSH, T3 ve T4 hormonları normaldir. Daha sonra zaman içinde hastalık ilerledikçe önce başlangıç halinde tirod yetmezliği, sonra ise tam tirod yetmezliği gelişir.
HAŞİMATO HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?
Haşimato hastalığında tiroid hormonu üretimindeki düşüş nedeniyle yorgunluk, halsizlik, üşüme, uyku hali, cilt kuruluğu, kabızlık, saç dökülmesi ve kas güçsüzlüğü gibi belirtiler görülür.
İlk belirtisi genellikle tiroid bezinin büyümesi yani guatr olan hashimoto hastalığının belirtileri şunlardır:
•Kilo alma
•Konsantre olmada zorlanma
•Guatr varlığı
•Cilt kuruluğu
•Depresyon ve sinirli olma gibi ruh hali değişiklikleri
•Saç dökülmesi
•Kolay üşüme
•Göz altlarında ve yüzde şişme
•Yorgunluk
•Kramplar
•Seste değişiklik
•Kabızlık
•Adet düzensizliği
•İştahsızlık
•Konuşmada yavaşlık ve unutkanlık
•Nabız sayısında düşme
İleri düzeyde hipotirodi olan hastalarda; akciğer ve kalp zarlarında sıvı toplanması, karpal tünel sendromu, uyku apnesi, göğüslerden süt gelmesi veya bu olmaksızın prolaktin hormonunda yükselme, cinsel istekte azalma ve kan sodyum düşüklükleri de haşimato belirtilerinden sayılır.
Haşimato hastalığında kolesterol düzeyi genelde yüksek olur. Bu nedenle hasta da kalp damar hastalıkları da görülebilir. İlerlemiş haşimato vakalarında kalp zarında(perikardit), akciğerde(plörezi) ve karında su toplaması(asit) görülebilir.
KİMLER HAŞİMATO HASTALIĞI RİSKİ ALTINDADIR?
Hastalığın büyük oranda orta yaş grubundaki kadınları etkilediği düşünülse de bazı risk faktörleri ve bu faktörlerin aynı anda görülmesine bağlı olarak bu grupta yer almayan kişiler de bu hastalığa yakalanabilir. Bu risk faktörleri sırasıyla; cinsiyet, yaş, kalıtsallık, diğer bağışıklık sistemi hastalıklarına sahip olma ve radyasyona maruz kalma şeklindedir.
Bugüne kadar yapılan çalışmaların büyük çoğunluğunda, hastalığın erkeklere kıyasla kadınlarda daha sık görüldüğü gözlemlenmiştir. Buna ek olarak, orta yaş grubunda hastalığa yakalanma riskinin daha fazla olduğu söylenebilir. Ailede daha öncesinde Haşimato tiroidi ya da başka otoimmün hastalıklarının görülmesi de yaş ve cinsiyetten bağımsız olarak hastalığa yakalanma riskini artıran faktörler arasında yer alır. Kişinin kendisinde romatoid artrit, tip 1 diyabet ya da lupus gibi başka bir otoimmün hastalık olması durumunda da Haşimato tiroidine yakalanma riski artar. Son olarak, yüksek derecede çevresel radyasyona maruz kalmış kişilerde de hastalığın görülme sıklığı yüksektir.
HAŞİMATO HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASILDIR?
Haşimato hastalığının tedavisinde, ilk olarak hastalığın seyri izlenir ve buna uygun olarak genellikle ilaç tedavisine başvurulur. Tiroid fonksiyonlarında bozukluk, hormonlarda düzensizlik ya da yetersizlik söz konusu değilse, ilaç kullanımına hemen başlanmaz. Bunun yerine, vücuttaki TSH hormonu seviyesi düzenli olarak takip edilir. İlaç kullanımına başlanması halinde, vakaların çoğunun ömür boyu ilaç kullanması gerekir. Ancak, kandaki TSH hormonu seviyesine bağlı olarak ilaçların dozajında düzenleme yapılabilir.
Tiroid bezinin yeteri miktarda tiroid hormonu salgılamadığı durumlarda, dışarıdan sentetik hormon takviyesi yapılabilir. Dışardan alınan bu hormon, T-4 adı verilen hormondur. T-4 hormonu içeren ilaçların günlük olarak kullanılması gerekir. İlaçların düzenli kullanımı hipotiroid belirtilerinin ortadan kalkmasına ve hastaların yeniden normal hayatlarına dönmesine yardımcı olur. Hastaların düzenli kontroller sonrasında kullanmaları gereken sentetik hormon miktarları yeniden belirlenir.
Hormon ilaçlarının aşırı kullanımı kalp rahatsızlıklarına sebebiyet verebileceğinden, hastaların kalp sağlığının düzenli aralıklarla incelenmesi gerekir. Özellikle kalp hastalığı geçmişi olan ya da herhangi bir kalp hastalığı bulunan kişilerde hormon ilaçlarının dozajına dikkat edilmelidir.
Haşimato hastalığı tedavi edilmediğinde ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Bu sağlık problemlerinin en başında, ülkemizde oldukça sık görülen guatr hastalığı gelir. Tiroid bezlerinin aşırı büyümesi anlamına gelen guatr, dünyada özellikle Asya ve Afrika ülkelerinde yaygın olarak görülen hastalıklar arasında yer alır. Çoğunlukla iyot eksikliğine bağlı ortaya çıkan guatr hastalığının çoğu durumda hipotiroidiye yol açabileceği de unutulmamalıdır.
Haşimato hastalığı, tiroid hormonu yetersizliği nedeniyle, kontrol altına alınmazsa kalp sağlığı sorunlarına da yol açabilir. Özellikle LDL, yani diğer adıyla kötü kolesterolün yüksek olması, hipotiroidi hastalarında sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle, hipotiroidi ve Haşimato hastalığının tedavi edilmediği durumlarda, kalpte büyüme ve kalp yetmezliği görülebilir.
Haşimato hastalığının neden olduğu bir diğer problem ise psikolojik rahatsızlıklardır. Bunların başında depresyon gelir. Zihinsel aktivitenin yavaşlamasına bağlı olarak kişilerde depresyon ve cinsel isteksizlik ortaya çıkabilir. Çoğunlukla hastalığın tedavi edilmesiyle birlikte depresyon belirtileri azalır ve kişiler eski enerjilerini geri kazanırlar.
Bunun yanı sıra, bebek sahibi olmak isteyen Haşimato hastaları, bu hastalığın kalıtsal yolla aktarılabileceğini unutmamalıdırlar. Bu hastalığa sahip kişilerin bebeklerinde bilişsel bozukluklar ve zihinsel gelişim bozukluklarının ortaya çıkma ihtimali, Haşimato hastalığı bulunmayan kişilerin bebeklerine oranla daha yüksektir. Ayrıca, yapılan bazı çalışmalar, bebeklerdeki kalp, beyin ve böbrek rahatsızlıklarında hipotiroidi hastalığının da rol oynadığına işaret eder. Bu nedenle, hamile olan ya da hamile kalmak isteyen kişilerin tiroid kontrolü yaptırmaları bebekte görülebilecek komplikasyonları önleme açısından büyük önem taşır.
HABER: DİLRUBA DİĞDEM KARACAN