Alışıla gelmiş bir şikayet metodumuz vardır. Dünyanın en iyi coğrafyasında yaşayıp, insan gücümüzü kullanamıyoruz deriz. Bu düşünce hayatımızın her alanında karşımıza çıkar. Liyakatsızlıktan dem vururuz hep! Ama o insan gücümüz hiç potansiyeli gerçekleştirmez.
Uzun yıllar sonra TFF’de atama ile değil seçimle bir başkan seçildi. Eski başkan döneminde Türk futbolunda çok hazin vakalar gerçekleşti. Çoğunlukla görüş kötü bir yönetim olduğu yönündeydi. Bu görüşün olmasına rağmen eski başkan yeniden aday oldu. Bu adaylık oldukça şaşırtıcıydı. Görevi bırakması düşünülen başkan tekrardan aday oldu ve az farkla kaybetti.
Seçimden önce birçok kişi adaydı. Daha sonraları teker teker adaylıktan çekilenler oldu ve iki adaya düştü. Seçimi Trabzonspor Eski Başkanı Hacıosmanoğlu kazandı. Türk futbolunun marka değeri çok düştü. Futbol dışında her şeyin konuşulduğu bir alan haline geldi. Şimdi akıllarda şu soru; kendi kulüp başkanlığı döneminde kayda değer bir başarısı olmayan bir yöneticinin Türk Futboluna başarısı olur mu? Kişiye özel olmamakla birlikte Türk futbolunu yönetecek kişinin kulüplerden bağımsız birisinin olması daha iyi olmaz mıydı?
Yine de Hacıosmanoğlu’nu tebrik etmek gerekir. Yıllardır kimse seçimle başa gelebilme cesaretini gösteremeyip başkan adayı olamamıştı. Bu yönden kendisini tebrik edip görevinde başarılar dilemek gerekir. Umarım Türk futbolunda bundan sonra güzel şeyler olur!
Bu seçim bize bir kez daha Türkiye’deki seçeneksizliği gösterdi. Kötü yönetimin aday olması karşı adayın seçilmesini mecbur kıldı. Samsunspor Başkanı Yıldırım’ın dik duruşu da dikkatlerden kaçmadı. Açık bir şekilde kimi desteklemeyeceklerini cesur bir şekilde söyledi. Uzun yıllardır camiasının görüşünü bu kadar net dile getiren bir başkan olmamıştı. Başkanı bu yönden ayrıca tebrik etmek gerekir.